Gazeteler
- Akis Dergisi (2)
- Akşam Gazetesi (30)
- Cumhuriyet Gazetesi (16)
- Gazete Haberleri (3)
- Haber Gazetesi (31)
- Kurun Gazetesi (6)
- Milliyet Gazetesi (16)
- Servetifununun Uyanış Dergisi (2)
- Son Posta Gazetesi (29)
- Son Telgraf (2)
- Tan Gazetesi (7)
- Tasfiri Efkar Gazetesi (10)
- Ulus Gazetesi (5)
- Ulusal Birlik (İzmir) (1)
- Vakit Gazetesi (19)
- Yarım Ay Dergisi (2)
- Yeni Asır (4)
- Yeni İstanbul Gazetesi (1)
- Yeni Sabah (1)
- Zaman Gazetesi (1)
Tarihe göre
- Mayıs 1963 (1)
- Ağustos 1956 (1)
- Eylül 1955 (1)
- Ağustos 1950 (1)
- Temmuz 1950 (2)
- Temmuz 1949 (2)
- Ağustos 1947 (1)
- Temmuz 1947 (2)
- Eylül 1945 (1)
- Ağustos 1945 (4)
- Temmuz 1945 (1)
- Ekim 1944 (1)
- Eylül 1944 (1)
- Ağustos 1944 (4)
- Temmuz 1944 (1)
- Temmuz 1943 (2)
- Haziran 1943 (1)
- Şubat 1943 (1)
- Kasım 1942 (1)
- Ağustos 1942 (3)
- Eylül 1941 (1)
- Ağustos 1941 (5)
- Temmuz 1941 (4)
- Haziran 1941 (2)
- Eylül 1940 (4)
- Ağustos 1940 (3)
- Temmuz 1940 (3)
- Mayıs 1940 (1)
- Ağustos 1939 (12)
- Temmuz 1939 (5)
- Haziran 1939 (1)
- Nisan 1939 (1)
- Şubat 1939 (2)
- Ekim 1938 (1)
- Eylül 1938 (3)
- Ağustos 1938 (6)
- Temmuz 1938 (5)
- Haziran 1938 (2)
- Nisan 1938 (1)
- Eylül 1937 (6)
- Ağustos 1937 (5)
- Temmuz 1937 (5)
- Haziran 1937 (2)
- Mart 1937 (1)
- Eylül 1936 (6)
- Ağustos 1936 (5)
- Eylül 1935 (4)
- Ağustos 1935 (6)
- Temmuz 1935 (4)
- Nisan 1935 (1)
- Eylül 1934 (1)
- Ağustos 1934 (4)
- Ekim 1933 (1)
- Eylül 1933 (3)
- Ekim 1932 (1)
- Eylül 1932 (5)
- Ağustos 1932 (1)
- Temmuz 1932 (1)
- Haziran 1932 (1)
- Mart 1932 (1)
- Kasım 1931 (1)
- Ağustos 1931 (1)
- Temmuz 1931 (2)
- Haziran 1931 (4)
- Mart 1931 (2)
- Ağustos 1930 (1)
- Temmuz 1930 (5)
- Haziran 1930 (1)
- Ekim 1929 (1)
- Eylül 1929 (3)
- Ağustos 1929 (5)
- Temmuz 1929 (1)
- Mart 1929 (1)
-
Haberler
- Sahi, Şimdi Neredeler? Eftal Nogan Mayıs 11, 1963
- Kürek yarışları Ağustos 11, 1956
- Dünkü kürek yarışları Eylül 12, 1955
- Dün kürek yarışları yapıldı Ağustos 21, 1950
- Yüzme, kürek ve yelken yarışları Temmuz 20, 1950
- Dün yapılan Moda Deniz Yarışları Temmuz 2, 1950
- Kürek teşvik müsabakaları Temmuz 11, 1949
- Moda Koyunda deniz, Ankara Vapurunda boğaz yarışları!.. Temmuz 3, 1949
- İstanbul – Kocaeli Kürek Yarışları Ağustos 16, 1947
- Mevsimin ilk kürek teşvik yarışları Temmuz 14, 1947
- Kürek ve yüzme yarışları Temmuz 12, 1947
- Bayram günlerindeki spor hareketleri Eylül 11, 1945
- Kürek şampiyonası Ağustos 27, 1945
- Galatasaray İstanbul Kürek Birincisi Ağustos 27, 1945
- Kürek teşvik müsabakaları dün yapıldı Ağustos 6, 1945
- Dünkü kürek müsabakaları Ağustos 6, 1945
- Denizcilik bayramı dün büyük törenlerle kutlandı Temmuz 2, 1945
- Mersin, Akdeniz Kürek Şampiyonu oldu Ekim 14, 1944
- Ankara’da kürek, yüzme ve yelken yarışları yapılacak Eylül 13, 1944
- Geçlik Parkını dolduran binlerce seyirci önünde Su Sporları Müsabakaları dün yapıldı Ağustos 31, 1944
Son Yorumlar
Boğazı geçme mukavemet kürek yarışı
Büyükdere – Bebek arasında yapılan bu müsabakaların ikisini de G.S. kazandı
Vakit Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Galatasaray Kulübü bir Kürekçilik Antrenörü Getirdi
(Orjinal Metin) Denizcilik faaliyetini tevzi etmeye karar vermiş olan Galatasaray kulübümüz Macaristan’dan kıymetli bir kürek antrenörü getirmiştir. Memleketimizde şimdiye kadar futalarla yapılmış olan bu spor bundan böyle skif’lerle yapılacak ve Galatasaraylılar yeni teknelerde çalışmaya bir antrenör nezaretinde esaslı bir şekilde başlayacaklardır.
Galatasarayın yeni kürek antrenörünün ismi Pol Bodon’dur. Kendisi Macaristan’da uzun müddet meşhur bir kürekçi olarak müsabakalar yapmış, sonra da Macar Milli Takımını çalıştırmıştır. Bugün Avrupa’nın en tanınmış kürek müteassıslarındandır.
Her sporda ön ayak olan Galatasaray’ı yine ilk olarak memleketimize büyük fedakarlıklarla böyle bir antrenör getirtdiği için tebrik etmeyi vazife addederiz.
(Günümüz Türkçesi) Galatasaray kulübümüz, denizcilik faaliyetlerini genişletmeye karar verdi ve Macaristan’dan değerli bir kürek antrenörü getirdi. Ülkemizde şu ana kadar futalarla yapılan bu spor, bundan sonra skiflerle yapılacak ve Galatasaraylılar, bir antrenör gözetiminde yeni teknelerde ciddi bir şekilde çalışmalara başlayacaklardır.
Galatasaray’ın yeni kürek antrenörünün adı Pol Bodon’dur. O, Macaristan’da uzun süre ünlü bir kürekçi olarak yarışmalarda bulunmuş ve daha sonra Macar Milli Takımı’nı çalıştırmıştır. Bugün Avrupa’nın en tanınmış kürek uzmanlarından biridir.
Her spor dalında öncü olan Galatasaray’ı, ülkemize büyük fedakârlıklarla böyle bir antrenör getirdiği için tebrik etmeyi görev biliriz.
Tasfiri Efkar Gazetesi kategorisine gönderildi
Galatasaray, Macaristan, Pol Bodon ile etiketlendi
Yorum yapın
Kürek şampiyonasının kritiği
Dakikada 40 kürek atan sporcularımızda büyük bir inkişaf göze çarpmaktadır
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
İstanbul Kürek Şampiyonası
Güneş 10 Puvanla birinci, Beykoz ikinci, Galatasaray üçüncü oldu
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek birincilikleri dün Yenikapı’da yapıldı
Güneş birinci, Beykoz ikinci, Galatasaray da üçüncü oldu
Vakit Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek birincilikleri dün yapıldı
Birinci Güneş, ikinci Beykoz, üçüncü de Galatasaray oldu
Haber Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek Yarışları
Yarın yapılacak yarışlarda İstanbul Şampiyonu belli olacak
Haber Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek şampiyonası
Müsabakalar yarın yenikapıda yapılacak
Cumhuriyet Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Deniz yarışları
Saatinde cereyan etmesine rağmen…
Kulüp idarecilerinin spor mefhumu ile telif edilmeyen hareketleri ve laubalilik arasında geçti.
Beykoz neticede 26 Puvanla günün birincisi olarak kupayı aldı
Haber Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Dünkü kürek yarışları çok güzel oldu
Yarışlara İzmit kürekçileri de iştirak etti. Beykoz birinciliği aldı
Son Posta Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek teşvik yarışları
7 Kulübün iştirak ettiği yarışlarda Beykoz 1. oldu. İzmit’li kürekçiler muvaffakiyetli dereceler aldılar
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek yarışlarının ikincisi pazar günü yapılıyor
Son Posta Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Dünkü Kürek ve yüzme müsabakalarını Beykozlular kazandı.
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek Yarışları
Federasyonun bazı müşkülleri halletmesi gerekiyor
Cumhuriyet Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Su Sporları
Yazan: İbrahim Hakkı (Galatasaray Lisesi Beden Terbiyesi Öğretmeni)
Cumhuriyet Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Tarihi yarışı bu sefer Kembriç kazandı
Bu iki İngiliz Üniversitesinin rekabeti başlı başına bir alemdir
Tan Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Mektepliler hakkındaki spor yalimatnamesi Maarif Vekaletince tasdik edildi.
Üniversiteliler ve mektepliler kulüplere giremeyecekler. Ancak su sporları ve atlı sporlarla meşgul olan talebeler Maarif Vekaletinin müsadesiyle girebileceklerdir.
Haber Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kadınlar nasıl spor yapmalı?
Yazan: Selim Sırrı Tarcan
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek mukavemet yarışı yapıldı.
Üç kulübün girdiği bu müsabakada Beykoz birinci, Fener ikinci oldu.
Su alan Galatasaray futası yarışı ellinci dakikada terk etti.
Haber Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Türkiye Kürek Şampiyonası ne zaman yapılacak?
Bu sene büyük bir alaka ile takip edilen kürek şampiyonluğunu Beykoz kazanmıştır.
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek Şampiyonası: Beykoz 11 puanla birinci, Güneş 8 Puanla ikinci, G.Saray 4 Puanla üçüncü oldu
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Bu sene kürek şampiyonasını kim kazanacak?
Şimdiye kadar yapılan yarışların neticesine bakacak olursak Beykoz’un şanslı olduğunu görürüz.
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Moda Yarışları Başvekilin huzurları ile çok mükemmel oldu
Yeni Asır kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek teşvik müsabakası
Beykoz 24, Güneşle Galatasaray 23’er puan aldılar
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Kürek Müsabakaları dün zevksiz oldu
Galatasaray 25 Puvanla birinci, Beykoz ikinci, Güneş de üçüncü olular
Son Posta Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
İkinci kürek teşvik müsabakaları dün yapıldı
Bazı kimselerin lüzumsuz müdahaleleri yüzünden yarışlar gürültülü oldu
Galatasaray 25, Beykoz 24, Güneş 22, Altınordu 6, Fener 1 puvan aldılar
Kurun Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Geçen pazar Beykoz’da yapılan kürek yarışlarında kimler muvaffak oldu
Kulüplerin ve kürekçilerin vaziyeti
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Korumalı: Kürek teşvik müsabakaları
Haber Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorumları görmek için parolanızı girin.
Korumalı: Türk kızlarına en ziyade yakışan yerler: Deniz ve Hava
Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorumları görmek için parolanızı girin.
Deniz Yarışları
Dün İzmit Koyunda yapılan yarışmalar çok heyecanlı oldu. Gece Yavuz Zırhlımızda muhteşem bir balo verildi.
Cumhuriyet Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
İzmit Deniz Festivali
Kürek Yüzme ve Yelkenli Yarışları Yapıldı
Müsabakalar umulduğu kadar güzel olmadı
Kurun Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Su sporları programı
Bu sene vaktinde hazırlanıp neşredilmiş olan programın değişmesi lazım tarafları vardır.
Cumhuriyet Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Deniz Yarışları Bizde Nasıl Yapılır? Nasıl Yapılmalıdır?
Bizde en mühmel kalmış spor şubelerinden biri şüphesiz ki Denizcilik tir. Deniz sporları öteden beri spor teşkilatımızda üvey evlat muamelesi görmüştür. Federasyon işleri ya zaman zaman futbol veya atletizm federasyonlarına eklenmiş yahut da denize mensup olmak itibariyle bu işi çevirebileceği tabii görülen bir bahriye zabitinin eline tevdi edilmiştir.
Ortada böyle bir zihniyet hakimken biz de denizciliğin neden ilerlemediğini tahmin etmek pek zor olmaz. İlerlemek şöyle dursun bu işi öteden beri takip edenlere son birkaç sene zarfında kati bir gerilemeye şahit olmaktadırlar. Duru bir istikameti tevcih edildiği takdirde memleket gençliği için son derece faydalı olabilecek olan deniz sporlarının bugünkü geri vaziyetin sebepleri bu sütunları kolay kolay sığmayacak kadar çoktur. Şimdi, yelkencilik ve yüzmeyi bu işlerden daha iyi anlayanlara terk ederek deniz sporları faaliyetinin birinci numarasını teşkil eden kürekçiliği ve kürek yarışlarını ele alalım:
Bundan 7 – 8 sene evveline kadar kürek yarışları “yağlı kürek” tabir ettiğimiz küreklerle ve bildiğimiz iskele sandallarında olduğu gibi oturaklı sabit olan fıtalarla yapılırdı. O zamanlar teknelerin ebadı tahdit edilmemişti. Mesela bir çifteler yarışında fıtalar dizildiği vakit dikiş iğnesi gibi ipince, narin bir fıtanın yanında onun ikisi kadar, salhurde bir teknenin de yer aldığı görülürdü. “Corci” yapısı tekneler tıpkı şecereli, halisuddem yarış atları gibi revaçta idiler. Onun teknelerinin hemen hepsini elinde toplamış olan 1 – 2 kulüp vardı ki, daha fakir olan diğer kulüpler, deniz suyunu kendi zayıf tekneleri dışında tutmak için bir Herkül gayreti sarf etmelerine rağmen yine de ayazmaya benzeyen tekneleriyle onları geçmek için didinip dururlar, aradaki tekne farkını kürekçi farkıyla telafiye çalışırlardı.
Sonra o zamanın yarışları bugünküler gibi düz değil gidip gelme idi: yani futalar muayyen bir mesafeye atılmış bir şamandırayı dönüp yarışı, başladıkları noktada bitirirlerdi. Bu da yolda birçok karışıklıklara sebep olurdu. Dönülecek şamandıra bir tek olduğu için futbolcular yolda, bazen bizzarure, ekseriya bililtizam birbirlerine girerlerdi. Yarışta kazanması muhtemel olan kürekçi çilere veya ekiplere bu fırsattan bilistifade çap ariz vermeleri için herhangi bir kulüp lehine yarışa sokulmuş amatör kılıklı profesyoneller vardı. O zamanın kürekçisi aynı zamanda bir nevi kürek cambazı da olmalı, bu gibi manialardan sıyrılmasını bilmeliydi. Bazı kulüpler tarafından saçı taranıp bıyığı kırıp kırılarak amatör diye amatörler ile birlikte yarışa sokulan iskele sandalcıları, balıkçılar bulunurdu. Mamafih o zamanlar bu profesyonelleri müptedilerle yarıştırmak en fesat düşüncelilerin bile aklından geçmez, bunlar sistematik bir tarzda çalışmış kıdemli kürekçilere karşı çıkarılırlar ve pek muvaffak olamazlardı. Bütün bunlara rağmen o zaman kürek çekenlerin adedi bugünkünün 3 misliydi. Başlama noktasında 4 tekne yerine sırasına göre 10 – 12 teknenin dizildiği görülürdü. Yarış yerini stadyom sahiplerinin ağzını sulandıracak bir kalabalık çevrelerdi. Halk bugünün futbolcularını nasıl adıyla tanıyorsa o zamanın kürekçi ilerini de öyle tanır, yarış yerine güneş banyosu veya motor gezintisi yapmak için değil, yarış seyretmek için gelirdi. O halk küreğin ve kürekçiliğin bir parçasıydı. O zamanki gazeteler de deniz hareketlerine karşı bugünkülerden biraz daha az lakayıttır. O zamanın kürekçisi ve seyircisi bütün bunları tahil görmeye alışmıştı. Onlar için profesyonellerle yarışmak, futaların aynı ebatta olmayışı ve saire hep bu sporun tuzu, biberi, kabulü zaruri olan ona ait teferruatıydı.
Milli bir spor şeklinde yapılan, fakat birçok milli sporlar gibi mahalli olmaktan kurtulamayan kürek yarışları geçen birkaç sene içinde büyük tadilata uğramış bulunuyor. Yağlı kürek ve futa artık tarihin malıdır. Bugünkü yarışlar beynelmilel yarış nizamnamesi hükümleri altında, bir örnek teknelerle yapılıyor. İstanbul yeni tekneler Avrupa ve amerika’da kullanılan skifflerin Bizim çırpıntılı denizlerimize daha uyan muaddel bir şekli. Bunların dirsekleri var ve oturakları müteharrik. Denizcilik federasyonu bu yeni tarzı ortaya koymakla muhakkak ki kürekçiliğin ilerlemesine en fazla yardımı dokunacak olan beynelmilel temasların ilk temelini atmış bulunuyor. Artık şamandıra dönmeyi iltizam ettiren yarışlar yok. Şimdi tekneler yalnız bir istikamete yarışıyorlar. Mesafe bütün kategoriler için beynelmilel nizamnamenin emrettiği veçhile 2.000 metre.
Bütün bu iyiliğe matuf değişiklikler, bu spora maalesef beklenen hızı verememiştir. Neden mi? Çünkü bu güzel başlangıç bir başlangıç olmaktan ileri gidememiş, tamamlanamamıştır.
Bugün kulüpler arasında yavaş yavaş eski ölçüsüzlüğe rücu meyilleri görüyoruz. Bu işte önderliği yine zengin kulüpler yapıyor. Federasyonun yaptırdığı teknelerin yavaş yavaş onlara nispeten daha narin, daha hafif teknelere yer verdiğine şahit oluyoruz. Bir gün falanca kulübün yeni bir dörtlü yaptırdığını, ertesi gün, falanca kulübün ona Mukabele etmek için bir ikili sipariş ettiğini duyuyoruz. Küçük kulüpler bunlara itiraz ediyorlar, arada münakaşalara yol açılıyor, tekneler kantariye malıymış gibi teraziye vurguluyorlar. Bir dörtlü de 30 – 40 kilo farkın fazla bir rol oynamayacağı, dörde taksim edildiği vakit adam başına 8 veya 10 kiloluk bir eksiklik veya fazlalık düşeceği düşünülmüyor, esas tez olarak kilo ileri sürülüyor. Halbuki bir teknenin yoluna tesir eden asıl yapılış tarzı biçimidir. Hatta bazen ağırlığın (bilhassa rüzgarlı havalarda) Faydalı olduğu da variddidir. Bu cihete kimsenin itiraz ettiği görülmüyor.
Federasyon yeni yapılacak teknelerin biçimlerini de standardize etmelidir. Bazı kulüplerin yarışa soktukları yeni tekneler belki federasyonun tespit ettiği ölçülere uygundurlar, fakat hiç şüphesiz ki federasyonun ilk yaptırdığı ve şimdi ancak fakir kulüplerin ellerinde kalan teknelerle mukayese kabul etmeyecek kadar değişiktirler. Bugünün kürekçisi müsavi şeriat altında yarışmamayı Dünün kürekçisi gibi tevekkülle karşılamaya alışık olmadığından yanında başka biçimde ve boyalı bir tekne görünce maneviyatı bozulmakta ve o süslü teknenin kürek çekmeden bile yürüyeceği zehabına kapılmaktadır. Bu halin bugünkü gerilemede hissesi vardır.
Diğer bir dert de profesyoneller meselesidir. Lisanslar oldukça sıkı tetkikten geçirildiği için eski tanınmış profesyoneller artık amatörlere yarışıyorlar. Buna mukabil şimdi ikinci seri profesyonelleri lisans çıkartarak mübtedilere karşı yarışa sokan, bunu kendine iş edinmiş, bu sahada kaşerlenmiş kulüpler var ki, bu iğrenç hareketleriyle kürek sporunu kökünden baltaladıklarını bildikleri halde bunu şaşıracak bir yüzsüzlükle her sene tekrarlıyorlar. 16-17 yaşındaki çocuklarla geceleri kılıçta bağırmaktan sesleri kısılmış, avuçları kat kat nasıl sırdan et tahtasına dönmüş adamların yarıştıklarını görüyoruz. İşte kürekçi yetişmesinin en büyük sebebi.
Kürekçiliğin dertlerini teşrih ederken hakem meselesini de unutmamak lazım gelir. Yarış hakemlerinin kamilen bilfiil kürek çekmiş, bitaraflığından emin bulunabilecek eski sporculardan seçilmesi pek yerinde olur. Hakem 2.000 m gibi nispeten kısa ve düz bir yarışta, deparda 2 metrelik bir avantajın netice üzerinde ne büyük bir rol oynayabileceğini takdir edebilmeli, 20 m geride kalmış bir ekibin deparda 2 m geriden kalkmış olmasını 2 m önden kalkmış olsaydı 18 m geride gelecekti şeklinde muhakeme etmeyen kimselerden seçilmiş olmalıdır.
Sonra yarış zamanlarının her sene değişmesine bilemeyiz neden lüzum vardır? Teşvik yarışlarıyla şampiyona tarihlerini, mekteplerin tatil ve kamp zamanlarını nazarı itibara almak Kati olarak tespit etmek ve bu yarışları her sene aynı tarihlerde yapmak pekala mümkündür.
Kürek yarışlarında depar yeri de ekseriya haklı olarak ihtilaflara, münakaşalara zemin açar. Çünkü atılan şamandıralar un bir hizada durması nadirattandır. Hakemler, ya çarpıklıklarına rağmen şamandıraları esas İttihaz edip tam onların arasından depar yaptırmak, yahut da şamandıraları hiç nazarı itibara almayarak Tekneleri göz kararıyla hizalayıp depar vermek ısrarındadırlar. Halbuki netice üzerinde mühim rol oynayabilecek bu pek ehemmiyetli mahzuru bertaraf etmek hiç zor değildir. Şamandıralar daha sağlam ve dikkatli atılabilir. 2 büyük şamandıra ve Onları yerinde iyice tespit edecek boyda demirler kullanılır ve şamandıraların arasına bir de çelik tel gerilerek bu telle yarış sahasını tahdit için kullanılan kalaslardan uç uca bağlanacak Olursa depar yeri kati bir çizgi halinde ortaya çıkmış olur ve hakemler teknelerin düzenlerini bu kaslara temas ettirerek depar hırsızlarının kolayca önüne geçmiş olurlar. İstanbul su sporları ajanlarının bu sene tertip edeceği yarışlarda depar yerinin bu şekilde hazırlanması kürekçiler olduğu kadar hakemleri de büyük bir sıkıntıdan kurtarması pek şayanı temennidir.
Bu sene üçü temmuzda olmak üzere 6 resmi yarış yapılacaktır. Temmuz ayında mekteplerin askeri kampları olduğundan ekseriyetini talebelerin teşkil ettiği amatör kürekçiler bu yarışlara laikıyla hazırlanamayacaklar, belki de iştirak edemeyeceklerdir. Sonra moda ve bakırköy’de yapılacak 2 hususi yarışın da ilavesiyle adeti sekizi bulacak olan yarışlar bir mevsim için pek çoktur. Bu kadar sık yarış yapılması kürekçilere pek fazla bir yük tahmil edeceği gibi kulüpler için de çok masraflı olacaktır kanaatindeyiz. Bir mevsim zarfında 2 teşvik yarışı ve bir de şampiyona yapılsa, lakin bunların her cihetce azami intizamla yapılabilmeleri temin edilse her halde kürekçilik bütün yaz mevsimini işgal edecek kadar sık yapılan yarışlardan daha çok müstefid olurdu.
Denizcilik işleriyle alakadar olan teşkilatla kulüpler isterlerse ve yukarıda teşhire açtığımız dertleri elimine etmek için el ele verirlerse bu temiz ve güzel spora yeni bir hız vermek hiç de zor olmayacaktır. Buna matbuatımız da yardım edebilir.
Mesela iki gayri federe takım arasında yapılan futbol maçına sayfalar tahsis eden gazetelerimiz acaba kürek yarışlarıyla da biraz alakadar olamazlar mı? Yarış neticeleri şimdiye kadar gazetelere gayet kısa bir havadis şeklinde geçmiştir. Hangi spor muhabiri bir yarışı gazetesinde doğru dürüst aksettirebilmiş, kazanan ekibin kürek tarzı, dakikada vasati olarak çekilen kürek adedi gibi yazılması gayet tabbi ve lüzumlu olan şeylerden bahsetmiştir?
Acaba şimdiye kadar 2 ekip veya 2 kürekçi gazete sütunlarında birbirleriyle mukayese edilmiş midir? Vasat bir spor muhabirine göre kürekçi, futbolcu veya atlet gibi bir fert değildir. O iskarmoz veya kürek gibi, yürüttüğü teknenin teferruatındandır
.
Asıl bu işin canlanması evvela teşkilata ve kulüplere, sonra da matbusta bağlıdır.
Efdal Nogan
(Günümüz Türkçesi)
“Deniz Sporları ve Kürek Yarışları Üzerine”
Denizcilik sporları, uzun bir süredir ülkemizde pek dikkate alınmayan spor dallarından biri olmuştur. Spor federasyonlarının zaman zaman futbol veya atletizm federasyonlarına bağlandığı veya denizle ilgili olduğu için, bu spora yeterli özen gösterilmediği bir süreç yaşandı.
Bu zihniyetin egemen olduğu bir ortamda denizciliğin neden gelişmediğini anlamak pek zor olmasa gerek. Gerçekten, deniz sporları uzun süredir takip edenler için son birkaç yılda ciddi bir gerileme gösterdi. Gençler için oldukça faydalı olabilecek deniz sporları bugün gerilemeye devam ediyor. Bunun sebepleri saymakla bitmez, ancak mevcut durumun nedenleri oldukça fazla.
Şimdi, yelkencilik ve yüzme gibi deniz sporlarını daha iyi anlayan kişilere bırakarak kürekçilik ve kürek yarışlarına odaklanalım:
Yaklaşık 7-8 sene öncesine kadar kürek yarışları, “yağlı kürek” adını verdiğimiz ve bildiğimiz iskele sandallarında yapılan ve sabit olan fıtalarda gerçekleştirilirdi. O zamanlarda teknelerin boyutu sınırlı değildi. Yarışlarda fıtaların dizildiği sırada, ince ve narin bir fıta yanında daha geniş, sağlam bir tekne bulunurdu. Bazı kulüpler daha fazla teknede bir araya gelmişlerdi ve bu tekneleri elde etmek için mücadele etmekteydiler. Ancak diğer kulüpler, daha az imkanları olmasına rağmen ellerinden geleni yapıyor ve yarışlarda aradaki tekne farkını kürekçi yetenekleriyle kapatmaya çalışıyorlardı.
O dönemdeki yarışlar bugünküler gibi düz değil, gidip gelme şeklindeydi. Yani, futalar belirli bir mesafeye yerleştirilmiş bir şamandırayı döndükten sonra yarışa başladıkları yerde bitirirlerdi. Bu durum yarış sırasında birçok karmaşaya yol açardı. Yarışmacılar bazen yolda karşı karşıya gelirlerdi. Bazı amatör görünümlü profesyoneller, kazanma olasılığı yüksek kürekçilere veya ekiplere yarışta sorunlar çıkarmak için yarışa sokulmuşlardı.
O dönemdeki kürekçiler, sadece kürek çekmekle kalmıyor, aynı zamanda bu tür engellerle başa çıkabiliyorlardı. Bazı kulüpler, profesyonel görünümlü amatörleri, saçlarını tarayarak ve bıyıklarını keserek amatör olarak gösterip yarışa sokarlardı. Bu durum, deneyimli kürekçilere karşı başarılı olamazlardı. Ancak tüm bu zorluklara rağmen o zamanlar kürek çekenlerin sayısı bugünkünden üç kat fazlaydı. Bugün 4 tekne başlama yerine sırayla 10-12 tekne bulunurdu. Yarışlar, stadyum sahiplerini bile heyecanlandıracak kadar kalabalık olurdu. Halk, bugün futbolcuları tanıdığı gibi o dönemin kürekçilerini tanırdı ve yarışları izlemek için gelirdi. O dönemin gazeteleri de deniz hareketlerine daha fazla yer verirdi.
O zamanın kürekçileri ve izleyicileri, bu tür detayları normal karşılarlardı. Profesyonellerle yarışmak, fıtaların aynı boyutta olmaması gibi şeyler bu sporun içerdiği unsurlardı. Ancak, bu milli bir spor olmasına rağmen yerel bir konumdan kurtulamadı. Ancak son birkaç yılda kürek yarışları büyük bir değişim geçirdi. Yağlı kürek ve futa artık tarih oldu. Bugünkü yarışlar, uluslararası yarış kuralları altında modern teknelerle yapılıyor. İstanbul’da kullanılan yeni tekneler, Avrupa ve Amerika’da kullanılan skiff adlı teknelerin daha uygun bir versiyonu. Bu teknelerin hareketli oturma yerleri ve dirsekleri bulunuyor. Denizcilik federasyonu, bu yeni tarzın benimsenmesiyle kürekçiliğin ilerlemesine büyük katkı sağlıyor. Şimdi yarışlar artık dönüşlü değil, tek bir yöne doğru yapılmakta ve tüm kategoriler için 2000 metrelik bir mesafe geçiliyor.
Ancak tüm bu iyileştirmelere rağmen, bu sporun beklenen hızı kazanamadı. Neden mi? Çünkü güzel başlangıç, tamamlanamadı. Bugün kulüpler arasında eski ölçüsüzlük geri dönüyor. Zengin kulüpler, daha narin ve hafif tekneleri tercih ediyor. Bu durum küçük kulüpler tarafından eleştiriliyor, tekneler tartışma konusu oluyor. Ancak asıl önemli olan, bir teknenin yapısının, yelkenler gibi, teknede ne kadar yol alacağıdır. Hatta bazen ağırlık (özellikle rüzgarlı havalarda) faydalı olabilir. Bu konuda herhangi bir itiraz görünmüyor.
Federasyon, yeni teknelerin yapılarını standart hale getirmeli. Bazı kulüplerin yarışa sunduğu yeni tekneler, federasyonun ilk sipariş ettiği ve şimdi fakir kulüplerin elinde kalan teknelerle karşılaştırıldığında oldukça farklı olabiliyor. Bugünün kürekçisi, herhangi bir spor spikeri gibi değildir. Bu sporun ruhunu anlayan bir kişi olmalıdır.
Profesyonellerin durumu da bir başka sorun. Lisanslar sıkı bir incelemeden geçtiği için eski profesyoneller artık yarışlara amatör olarak katılıyorlar. Ancak bazı kulüpler, lisans çıkararak genç kürekçilerle yarıştırmaya çalışıyorlar. Bunu her yıl tekrarlamalarına rağmen, bu sporu kökünden baltalıyorlar. Bu durum, kürek sporunun gelişmesini engelliyor.
Hakemlerin seçimi de önemlidir. Yarışlardaki hakemler, bu sporu aktif olarak yapmış ve tarafsızlıklarından emin olabileceğimiz eski sporcular arasından seçilmelidir. Yarışlardaki depar yerlerinin her sene değişmesinin neden gerekli olduğu anlaşılamıyor. Bu durum, hakemler arasında anlaşmazlıklara yol açabiliyor. Bu durumu ortadan kaldırmak pek zor değil. Şamandıralar daha sağlam ve dikkatli bir şekilde yerleştirilebilir. Böylece depar yerinin net bir çizgi halinde belirlenmesi sağlanabilir.
Bu yıl, 3 Temmuz’da dahil olmak üzere 6 resmi yarış yapılacak. Yaz aylarında okulların askeri kamplarında olduğu için çoğunlukla amatör kürekçiler bu yarışlara hazırlanamayacaklar, hatta katılamayacaklar. 6 yarış, bir mevsim için oldukça fazla. Bu sıklık, hem kürekçilere hem de kulüplere maliyet yüklüyor.
Denizcilikle ilgili kuruluşlar ve kulüpler işbirliği yaparak, sorunları çözebilir ve bu güzel spora yeni bir ivme kazandırabilirler. Basın da bu konuda yardımcı olabilir. Mesela futbol maçlarına yer veren gazetelerimiz, kürek yarışlarına da ilgi gösterebilir mi? Yarış sonuçları bugüne kadar gazetelerde kısa haberler olarak yer aldı. Hangi spor muhabiri yarışı doğru bir şekilde yansıtabildi ki? Kazanan ekiplerin kürek tarzı, dakikada çekilen kürek adedi gibi detaylar önemli ve doğal olarak yazılmalıdır.
Aslında bu spora yeniden canlılık kazandırma işi, öncelikle kuruluşlar ve kulüplerle başlar, sonra da basına bağlıdır.
Efdal Nogan
Dünkü kayık yarışları
Türk – İngiliz denizcileri arasındaki iki yarışı da kazandık
Galatasaray mıntıka kürek şampiyonu oldu
Kurun Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Moda’da kürek yarışları
Türk denizcileri birinci, İngilizler ikinci oldu
Ulus Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Galatasaray Mıntıka kürek şampiyonu oldu
Türk ve İngiliz bahriyelileri arasındaki heyecanlı yarışları bizimkiler kazandılar
Haber Gazetesi kategorisine gönderildi
Yorum yapın